Ameliyatlarda oluşabilecek pıhtı ve bunun vücutta dağılarak herhangi bir organa gitmesi ameliyatlar sonrası en korkulan komplikasyonlardan biridir. Her türlü ameliyatta olduğu gibi Üroloji cerrahilerde de bazı hasta ve hasta gruplarında pıhtılaşma riski artabilir.
Bu durumu (emboli, pıhtı atması, pıhtı birikmesini, ….vb) engelemek için uygulanacak tedbirlere “Tromboprofilaksi” denir.
Bir hastanın ameliyatı sırasıda kanama olmaması temel amaçtır ancak aynı zamanda aşırı pıhtılaşma da olmamalıdır. Bu nedenle riskli hastalar ameliyat edilecekse pıhtılaşma önleyici tedbirlerin alınması gerekir.
Risklerine göre hastalar; 3 farklı gruba ayrılmıştır.
Düşük risk: Herhangi bir risk faktörü yok
Orta risk: > 75 yaş, Vücut kitle indeksi > 35(obez), anne -baba-kardeş gibi birinci derece yakınında pıhtılaşma hastalığı olması.
Yüksek risk: Daha önce geçirilmiş pıhtı sorunu
Riskli hastalar ürolojik bir işlem geçirecekse temel prensip pıhtılaşma ilacı bırakılana kadar ameliyatın ertelenmesidir. Ameliyattan sonra makul sürede yeniden bu ilaçlar başlanabilir. Eğer hasta bu ilacı bırakamıyorsa; bu durumda pıhtılaşmayı azaltan ancak kanama riskini de en az tutan anti-trombotik ilaçlar kullanılmalıdır.
Pıhtılaşma ilacı kesilemeyen hastalarda alternatif ilaçlar genellikle düşük molekül ağırlıklı heparinlerdir. Dalteparin, enoksiparin, tinzaparin ve fraksiyon heparin bunlardan bazılarıdır. Bunların dışında doğrudan etkili ağızdan alınan ilaçlar da bulunur.
Kalp hastalığı olan, stent takılı olan, ritm bozukluğu, kapak hastalığı, önceki pıhtılaşma sorunu, akciğerde pıhtı problemi olan, bacaklarda varisleri veya pıhtılaşma sorunu yaşamış tüm hastalar, yaşı ileri hastalar (>75), clopidogrel, aspirin ve türevleri, bazı ağrı kesiciler, Warfarin gibi ilaçları kullanan tüm hastalar küçük çaplı Üroloji ameliyatı da geçirecek bile olsalar mutlaka hekime bu durumu bildirmeli ve pıhtılaşma önleyici ilaçlarını düzenlettirmelidir.
Kaynak: Campbell’s Urology, EAU guidelines.