2003 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde Kadın ve Erkekte idrar kaçırma – işeme sorunları ile ilgili uzun bir eğitim sonrası yurda döndüm. Bu alanda Türkiye’de en uzun süre eğitimi alan Ürologlardan biri olarak kadınlarda idrar kaçırma için gerilimsiz askı ameliyatlarını ilk yapanlardanım. Daha sonraki yıllarda Ürolog ve Kadın Doğumcu meslektaşlarımın da farkındalıklarının artması ile bu ameliyat, hemen her idrar kaçıran kadında uygulanır hale geldi. Kadınlarda idrar kaçırma için çok kısa süren ameliyatlar olan transobturator teyp (TOT) veya transvajinal teyp (TVT) ameliyatları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek artan bir oranda uygulandı. Bu ameliyatlarda uygulanan yöntemde, dışardan vücut tarafından emilmeyen prolen meş yani yabancı bir cisim idrar kanalı altına yerleştirilmekte ve bu yapı zamanla vücut tarafından etrafı doku ile çevrelenerek hastanın kendi dokusu gibi işlev görmektedir. Gerek TVT gerek TOT cerrahileri ile uzun dönemde idrar kaçırma düzelir. Objektif başarı oranlarının da yaklaşık %82-89 düzeylerinde olduğu gösterilmiştir.
Yaklaşık 10-12 dk süren – hastanede nerede ise yatış bile gerektirmeyen, öğrenme eğrisi kısa olan ve on yıllık takiplerde de başarısı yüksek olan bu işlem, hekimler arasında o kadar yaygınlaştı ki; son on yılda idrar kaçırma için nerede ise başka hiç bir yöntem uygulanmaz oldu. Eskiden bilinen yöntemler çok az bir grup hekim dışında tamamen terkedildi. Bu süreç ve alışkanlık tüm dünyada benzer şekilde uzun süre devam etti, ta ki; FDA yani Amerika İlaç ve Gıda dairesi kadınlarda kullanılan bu meşlere ait uyarı yayınlayıncaya kadar. İlk kez 2008 ve daha sonra da 2010-11 yıllarında da meş kullanımının bazı sakıncaları olduğu tekrar tekrar uyarılarla vurgulandı. Devam eden yıllarda meş cerrahisi geçiren kadın hastalarda işleme bağlı ağrı, cinsel ilişki esnasında dayanılmaz sancılar, bacaklarda ve kasıklarda şiddetli ağrılar ve hareket kısıtlılığı, idrar kanalından dışarı çıkan yabancı cisim gibi komplikasyonların aslında hiç de az olmadığı anlaşıldı. Bu sorunların bir kaç hastada değil aslında göreceli olarak yüksek sayılabilecek ( % 10-15) oranda hastada ortaya çıktığı anlaşılınca ABD’de avukatların konuya ilgisi arttı, art arda davalar açıldı ve meşleri üreten firmalar milyonlarca dolar tazminat ödemeye mahkum edildiler. Bunun sonucunda sarkma ameliyatları için ABD’de meş üretimi yapan hiç bir firma kalmadı. Bu süreç, bunu takip eden diğer ülkelerde de benzer şekilde devam etti. Hatta Avusturalya hükümeti yalnızca sarkma için değil idrar kaçırma için de meş kullanımını durdurdu ve üretici firma da bu ülkede meş satışını kesti. Amerika’da da benzer şekilde son 5 yılda kadınlarda idrar kaçırma için meş kullanımı yerine hastaların kendi dokularının tercih edilmeye başlandığı, robotik cerrahi ile idrar kaçırma tedavisine eğilimin arttığını görmekteyiz.
Türkiye’de ne durumdayız?
Türkiye’de meş ve meşe bağlı komplikasyonları görmezden gelmeye ve endikasyon olsun olmasın hemen her hastaya meş ile TOT ve TVT uygulamaya dolu dizgin devam etmekteyiz. Bu cerrahiyi çok uzun yıllardır yapan bir cerrah olarak son 5 yılda kadın hastalarda doğru hasta seçimi yapılmadıysa meşe bağlı ağrı, meşe bağlı cilt dışına parça çıkması ve kasık ağrısı ile hareket kısıtlanması gibi sorunları artan bir oranda görmekteyim. Bu hastaları geriye dönük değerlendirdiğimde; “kendilerine dış merkezlerde hangi tipte idrar kaçırmaları olduğu sorulmadan bu ameliyatın uygulandığını ve vücutlarına çoğu zaman bilgileri ve rızaları olmadan yabancı bir madde konulduğunu” üzülerek öğreniyorum. Yetiştiremeden kaçıran hastalarımızda bu ameliyat yapılamazken- pek çok olguda kaçırmanın tipi sorulmadan maalesef TOT ve TVT çok yaygın olarak uygulanıyor. Sonuçta bu kadar fazla ve bazen de gereksiz uygulanan bu ameliyat sonrası; en önemlisi ağrı olan ciddi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bugün indeks yani sorunu olmayan stres inkontinanslı hastada hala meş uygulaması önerilmektedir. Ancak hastalarla olası komplikasyonları iyi tartışmalıyız. Pek çok hastanın bırakın kendileri ile komplikasyonların tartışılmasını – kendilerine bir yabancı cisim takıldığından dahi haberdar olmadıklarını görüyorum. Oysa bu işlem ve takılan meş materyaline ait tüm olası sorunlar hastalarımızla iyi tartışılmalıdır.
Meş, kadınlarda idrar kaçırma ameliyatlarında kullanılmamalı mı?
Hayır- kullanılabilir. Şu anda hem ABD hem Avrupa’da uygun hastalar seçildiğinde ve tedavi tartışıldığı takdirde hala meş uygulaması kadınlarda idrar kaçırmada altın standart tedavidir. Ancak sarkma ameliyatlarında meş kullanımı çok hızlı bir şekilde terkedilmektedir. Avustralya gibi bazı ülkelerde idrar kaçırma ameliyatlarında da meş kullanımının terkedileceği görülmektedir.
Türkiye’de son bir kaç yılda komplikasyonların artmasında benim tespit ettiğim en önemli faktör menşei ve nasıl üretildiği belli olmayan meşlerin hastanelerde kullanılmasıdır. Kamu hastanelerinde kullanılan meş kitleri üzerinde hangi materyal oldukları, ne zaman ve nasıl üretildiklerine dair en küçük açıklama bulunmamaktadır. Bunların dışında ülkemizde satılan ve üretimi de burada yapılan meşlerin maliyetinin de çok düşük (yaklaşık 90-120 TL) olduğunu farkettim. Bu materyalleri bu fiyatlara maletmek için muhtemelen ya sterilizasyon ya da ürün kalitesinden ödün verildiğini düşünüyorum. Teşbihte hata olmaz -“Ucuz etin yahnisi olmaz” atasözünü hatırlayacak olursak; hastalarımızda ne idiği belirsiz malzemeler kullanıldığında ağrı, hareket kısıtlılığı, ciltten dışarı çıkan parçalar gibi daha pek çok sorunla karşılacağımızı tahmin etmek için kahin olmaya gerek kalmıyor.
Özetle, doğru hasta seçmek şartı ile ve her türlü komplikasyonu da tartışarak TOT ve TVT ameliyatlarını meş kullanarak yapabiliriz. Ben, meş ile TOT ve TVT’yi ilk kez başvuran, yaşı uygun olan, ek sorunu olmayan ve doğum planlamayan kadın hastalarımızda hala birinci seçenek olarak tedavide önermekte ve uygulamaktayım. Ancak her cerrahide olduğu gibi komplikasyonlarla başa çıkmayı bilmeden ve doğru hasta seçmeden alelacele bu ameliyatları yapmak ve hastalarımızın vücutlarına ihtiyaçları olmayan yabancı cisimleri yerleştirmek tam anlamıyla hatalı tıbbi uygulama olmakta. Özellikle idrar kaçırma tipini iyi belirlemeden hiç bir zaman cerrahi uygulanmamalıdır. Görünen o ki; meş ve meşe bağlı sorunları gelecek yıllarda Türkiye’de de çok tartışacağız.