Böbrek ve idrar yollarında taş hastalığı görülme oranı toplumda oldukça yüksektir. Hayatı boyunca bir insanın taş hastası olma oranı yaklaşık yüzde on-on beş civarındadır. Türkiye ise bu alanda taş hastalığının görülme oranının daha da yüksek olduğu bir bölge olarak dikkat çekmektedir. Ülkemizde özellikle doğuda taş hastalığı sıklığı %15’in de üzerindedir.
Niye taş hastalığı olur?
- Ailesel etkenler: Genetik- ailesinde taş hastalığı öyküsü olan bir kişide özellikle erkeklerde bir kaç kat artmış risk bulunur.
- Erkeklerde daha fazla görülür.
- İleri yaşlarda özellikle 35 yaş üstü erkeklerde
- Sık idrar yolu enfeksiyonu geçirenlerde
- İdrar yollarında yabancı cisim olanlarda
- Bağırsak emilim sorunu olanlar, böbrek atılım sorunu bulunanlar
- Belli coğrafi bölgeler (özellikle sıcak iklim)
- Sıcak ortamlarda çalışan ve öok su kaybedeb kişiler- fırın, maden vb
- Sürekli hayvansal gıdalarla beslenme ( et, süt ürünleri aşırı tüketimi)
- Metabolik hastalık bulunanlar
- Sert su içilmesi, magnezyum, sitrat gibi elementlerden yoksun sıvı tüketmek
- Hiperparatirodi hastalığı
- Polikistik böbrek
- Bağırsak bypass ameliyatları, Crohn hst., malabsorpsiyon
- Kistik fibrosis
- Sistinüri, ksantinüri, renal tübüler asidoz
- UP darlığı
- Uzun süreli prostat tıkanıklığı
Şikayetler:
- Şiddetli ağrı ( kadında doğumdan sonraki en şiddetli ikinci – erkekte ise en şiddetli ağrıdır)- Kolik ağrı da denir.
- İdrarda kanama
- Sırt, yan bölgede dolgunluk, baskı hissi- Künt ağrı da denir.
- Bulantı, kusma
- Ateş
- Enfeksiyon
Taş tipleri:
En sık görülen taş tipi kalsiyum taşıdır. Kalsiyum oksalat tipi taş en sık saptanan cinsidir. Eğer fosfat da taş içerisinde bulunursa bu durumda karışık tipte taş bulunur.
Kalsiyum taşı oluşumunda belli başlı riskler metabolik sorunlardır. Kalsiyumun fazla alınması, az atılması, kalsiyumu bağlayıp vücuttan atan minerallerin eksikliği gibi…. Bu metabolik sorunlar sırası ile: hiperkalsiüri, hiperoksalüri, hiperürikozüri, idrarda sitrat eksikliği, idrarda magnezyum eksikliğidir.
Hiperkalsiüri: idrarda atılan kalsiyum miktarının 4 mg/kg/günden fazla olmasıdır. 70 kg ağırlığında olan bir kişide 280 mg’dan fazla günlük kalsiyum atılımı örneği gibi…
Hiperoksalüri: İdrar oksalat atılımının 40 mg/günden fazla olması
Hiperürikozüri: İdrar ürik asit atılımının 600 mg/günden fazla olması
Hipositratüri: Ülkemizde en sık neden budur ve idrarda günlük 300 mg’dan az sitrat bulunmasıdır.
Magnezyum atılımı eksikliği: İdrar magnezyumunun 50 mg/kg/günden az olmasıdır.
Sistinüri: Metabolik bir sorundur ve idrarda atılan sistin miktarı 100 mg/günden fazla olmasıdır.
Tanı (Teşhis)
Taş şüphesi varlığında basitten daha kompleks tanı yöntemlerine başvurulur.
İdrar tetkiki, direk üriner system röntgen filmi başlangıç teşhis araçlarıdır.
Şüphe devam eden durumlarda ultrasonografi de yardımcı olur. Özellikle böbrekte şişme, tıkanma için önemlidir.
En iyi ve en doğru tanı kontrastsız ( İLAÇSIZ) çekilecek Bilgisayarlı Tomografi ile konulur.
İntravenöz piyelografi, sintigrafi gerekmedikçe çekilmemelidir.
Taş tanısında MR’ın yeri yoktur.
Röntgen: Tüm taşlar filmed gözükmeyebilir. Diğer taşlaşan (safra kesesi, lenf bezi, bağırsak içeriği, kemik, vs) yapılarla karışabilir.
Ultrason: Özellikle 4-5 mm’den büyük taşların görüntülenmesinde önemli katkı sağlar.
Tomografi: Radyasyon maruziyeti dezavantajı hariç en iyi tanı yöntemidir. Bu nedenle son dönemlerde düşük doz tomohgrafi çekimi popüler hale gelmiştir.
Taş hastalığı tedavisi ne zaman yapılmalı?
- Herhangi bir şikayet olmasa da ailesel öykü durumunda, idrarda mikroskopik kanama, enfeksiyon gibi tesadüfen saptanan durumlarda da taş hastalığı dikkate alınmalı ve tedavi edilmeldir.
- Büyük taşlar tedavi edilmelidir.
- 1 cm’den küçük ve böbreğin özellikle alt bölümünde yerleşik sessiz taşlar takip edilebilir.
- Ağrı en sık taş hastalığı tedavisi gerektiren semptomdur.
- İdrar yollarında kanama, idrar kanalında daralma, kapanma ve böbrekte hidronefroz yani tıkanarak şişme de tedavinin bir an önce yapılmasını gerektirir.
- Taşın büyümesi, enfeksiyona yol açması, tıkanıklık tedaviyi şart kılar.
Tedavi
- Böbrek ve idrar yollarındaki taş ya da taşların tedavisinde
- Taşın yeri
- Taşın boyutu
- Taşın cinsi
- Böbrekte oluşturduğu şişme, hasar dikkate alınır.
- Hasta yaşı, böbreğin durumu, gebelik, böbrek nakli olmuş hasta, kanama riski olan hasta, metabolic hastalığı olan hasta grupları
Taşın yeri tedavide seçimi etkiler:
- Böbrek içi, üst, orta ya da alt polde bulunması
- Böbrek üst ucunda kanalın hemen başlangıç yerinde ( proksimal ureter)
- Distal üreterde bulunması
TEDAVİ:
- Önleyici tedbirler, diyet değişiklikleri, yaşam tarsi düzenlemeleri
- İlaçla tedavi, taş düşürme için ilaç kullanma
- Taş tedavisi sonrası taş oluşumunu engellemek için ilaçla tedavi
- Beden dışı şok dalgaları ile taş kırma ( ESWL)
- Fleksibl üreterorenoskopi
- Perkütan nefrolitotomi
- Açık cerrahi, laparoskopik cerrahi
Fleksibl üreterorenoskopi ile taş tedavisi ve avantajları
Böbrek içi, idrar kanalı üst bölümü taşları tedavisinde en son teknoloji tedavi metodudur.
Kesi olmadan, böbreğe dışardan delik açılmadan yapılması ve aynı gün taburculuk gibi önemli avantajları bulunur.
Esnek ve kıvrılabilir özelliği sayesinde böbrek alt kısımları ve diğer bölümlerine giriş sağlayıp bu bölümlerdeki taşların lazer ya da basketle tedavisine olanak tanır.
- Böbrek içi kitle, kanser şüphesinde tanı amacı ile biyopsi alınması sağlanır.
- Idrar kanalı üst uç taşları tedavisini gerçekleştirir.
- Dışardan bir delik açılarak yapılan böbrek taşı ameliyatlarında eş zamanlı yardımcı olur.
- 2 cm altındaki taşlar için yüksek taşsızlık başarısı sağlar.
- Taşın lazerle kırılması, toz edilmesi veya dışarı alınmasına olanak verir.
- Taş analizi için taş parçası alınabilir.